Marmara Bölgesi, beklenmedik bir sarsıntıyla sarsıldı. 2023 yılı boyunca birçok doğal afetin yaşandığı Türkiye, bu kez de büyük bir depremin şokunu yaşıyor. 10 Ekim 2023 tarihinde akşam saatlerinde meydana gelen deprem, özellikle İstanbul, Kocaeli ve Uşak gibi illerde hissedildi. Yerel halk, başta büyük bir panik ve korkuyla karşı karşıya kalırken, bölgedeki birçok bina ve altyapı sisteminin depreme ne kadar dayanıklı olduğu sorusunu gündeme getirdi.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi'nin verilerine göre, depremin büyüklüğü 5.7 olarak kaydedildi. Yer sarsıntısı, yerel saatle 18:45'te gerçekleşti ve merkez üssü Yalova'nın 20 kilometre güneydoğusuydu. Depremin derinliği ise 7.3 kilometre olarak ölçüldü. Yalnızca Yalova değil, İstanbul, Bursa, Sakarya ve Uşak gibi çevre illere de hissedilen bu sarsıntı, birçok vatandaşın hayatını olumsuz etkiledi.
İstanbul'un yoğun nüfuslu bölgelerinde özellikle yüksek katlı binalarda yaşayan vatandaşlar, binanın sallandığını ve duvarlardan çatlak sesleri duyduklarını bildirdi. Genel olarak büyük bir panik yaşanırken, vatandaşların telefonları ile sosyal medya hesaplarında deprem anını anında paylaşmaları da dikkat çekti. Depremin ardından birçok kişi, güvenli yerlere doğru koşarak arkadaşları ve aileleriyle iletişim kurmaya çalıştı.
Depremin hemen ardından Türkiye Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) devreye girerek, hasar tespit çalışmalarına başlandı. İlk belirlemelere göre, büyük bir altyapı sorunu yaşanmadığı belirtildi fakat bazı binalarda hafif çatlaklar meydana geldi. İtfaiye ve arama kurtarma ekipleri, olası bir hasar veya yaralanma olasılığına karşı bölgedeki kritik noktalarda yoğun bir inceleme başlattı. Çevre illerden de yardım ekipleri bölgeye yönlendirildi.
Yetkililer, depremin hemen ardından vatandaşları sakin olmaya ve gereksiz yere panik yapmamaya çağırdı. Gerekli önlemlerin alındığı belirtilirken, vatandaşların acil durum çantalarını, su ve yiyecek stoğunu hazırlamaları gerektiği vurgulandı. Uzmanlar, depremin tehlikeli etkilerinden korunmak için insanların kendi güvenliklerinin farkında olmaları gerektiğini belirtiyor.
Bu büyük sarsıntı, Türkiye'nin deprem kuşağında yer alan bir ülke olarak, toplumun bilincini artırdı. Duyarlılık ve hazırlığın öneminin bir kez daha anlaşılmasına vesile olan bu olay, Türkiye'de depreme karşı alınacak önlemlerin aciliyetini gözler önüne serdi.
Uzmanlar, Türkiye'nin ağır bir deprem riski altında olduğunu vurgularken, bu tür sarsıntıların öncesinde ve sonrasında yapılacak önleyici çalışmaların gerekliliği üzerinde duruyor. Ayrıca, devlet ve yerel yönetimlerin, depreme dayanıklı yapıların inşasına yönelik yasaların sıkı bir şekilde uygulanması gerektiği ifade ediliyor. Bu noktada, insan yaşamının öncelikli olması gerektiği unutulmamalıdır. Marmara bölgesindeki bu deprem, halkın yaşadığı travmanın yanı sıra yeni bir farkındalık oluşturdu ve deprem bilincinin artırılması için bir adım attı.
Gelecekte benzer olayların önlenmesi için alınacak tedbirlerin ve eğitim programlarının, toplumda yaygınlaştırılması gerektiği mesajı, uzmanlar tarafından sıkça dile getiriliyor. Sonuç olarak, Marmara'yı sarsan bu deprem, sadece fiziksel bir hasar bırakmamakla kalmayacak, aynı zamanda insanların bilinçlenmesine ve gelecekteki felaketlerin önlenmesine de katkı sağlayacaktır.