Özellikle Isparta'nın sembolü haline gelmiş olan gül ve elma, zirai don olayından en fazla etkilenen ürünler arasında bulunuyor. Gül bahçelerinde baş gösteren soğuklar, pembe tomurcuğun açılmasını engelleyerek bu yılki gül rekoltesini tehlikeye soktu. Elma ağaçlarında ise çiçeklerin dökülmesi ile birlikte, sezon boyunca beklenen verim kaybı kaçınılmaz hale geldi. Kiraz ve kayısı da benzer sorunlarla karşı karşıya kalırken, üreticilerin maddi kayıplarının ne kadar olacağı konusunda henüz kesin bir rakam bulunmuyor. Tarım uzmanları, bu kayıpların uzun vadede çiftçilerin gelirlerini azaltacağını, tarımsal üretimde azalma olacağını ve bölge ekonomisinin etkileneceğini vurguluyorlar.

Özellikle Türkiye’nin elma üretiminde önemli bir yere sahip olan Isparta, geçen yıllarda yüksek verim ile dikkat çekmişti. Ancak bu yıl yaşanan don olaylarının ardından çiftçiler, bu durumu telafi etmek için çeşitli erken tedbirler almaya çalışıyorlar. Diğer yandan, devlet yetkililerinin de bu tür doğal afete yönelik acil önlemler alması gerektiği konusunda görüşler bir arada toplanıyor.

Isparta'daki çiftçiler, yalnızca maddi kayıplarla karşılaşmakla kalmıyor, ayrıca ruhsal olarak da büyük bir bunalım sürecine giriyorlar. Yaşanan kayıplar, bu yıl hasat yapmanın zorluğunu gözler önüne sererken, çiftçilerin devlet desteklerine ihtiyaç duyduğu da bir gerçek. Tarım Bakanlığı'nın, çiftçilere sağlanan desteklerle ilgili daha hızlı adımlar atması gerektiği, uzmanlar tarafından dile getirilen bir diğer önemli konu.

Bölgede tarımın geleceği için önerilerde bulunan uzmanlar, iklim değişikliği ile mücadelenin şart olduğunu belirtiyor. Çiftçilerin, iklim değişikliğine dayanıklı çeşitler yetiştirmesi ve hava tahmin sistemlerinden daha etkin bir şekilde yararlanması gerektiği vurgulanıyor. Ayrıca, zirai donun önlenmesi için çeşitli tarım tekniklerinin geliştirilmesi ve bu konuda çiftçilerin bilgilendirilmesi gerektiği de dile getiriliyor.

Sonuç olarak, Isparta'da yaşanan zirai don hadisesi, başta elma, gül, kiraz ve kayısı olmak üzere pek çok tarım ürününde ciddi kayıplara sebep oldu. Tarımsal üretimin en önemli unsurlarından biri olan bu ürünler, bölgenin geçim kaynaklarını tehdit ederken, çiftçilerin geleceği de belirsizlik içerisinde kalıyor. Çiftçilerin yaşadığı bu zor dönemi atlatarak gelecekte daha sağlam adımlarla yola devam edebilmeleri için toplumsal ve devlet desteğine ihtiyaçları olduğu açıkça ortada. Umut, mücadele ve dayanışma ile birlikte Isparta'nın tarımsal geleceğinin yeniden inşa edilmesi mümkün olabilir.