Toplumun göz ardı ettiği şiddet olayları, her gün daha fazla insanın hayatını etkilemeye devam ediyor. Bu kez, bir kadının, birlikte yaşadığı erkek tarafından maruz kaldığı şiddet, hem çevresindekileri hem de sosyal medyayı sarstı. Olay, bir apartman dairesinde gerçekleşti ve anında mahallede büyük bir paniğe neden oldu. Yerel güvenlik birimleri, olaydan sonra gerekli önlemleri almakta gecikmedi. Ancak, bu tür olayların sadece tek bir vakayla sınırlı olmadığını söylemek gerekir. Türkiye ve dünya genelinde kadına yönelik şiddet her geçen gün artmakta ve bu durum, toplumsal bir sorun haline gelmektedir.
Olay, geçtiğimiz gün akşam saatlerinde meydana geldiğinde, tanıklar dehşet içinde kalan anlara şahitlik etti. Apartman sakinlerinden biri, sürekli olarak yüksek sesle bağıran ve çığlık atan bir kadının sesini duyarak durumu polise bildirdi. Olay yerine gelen güvenlik güçleri, her anı bir film sahnesini andıran bu duruma müdahale etti. Kadın, komşuları tarafından dışarı çıkarılırken, yaralarla dolu vücudu herkesi şoke etti. Görgü tanıkları, kadının hayatta kalmak için büyük bir mücadele verdiğini ve ardından polisin gelmesiyle kurtarıldığını anlatıyor. Olayın ardından gözaltına alınan erkek, savcılığa sevk edilerek tutuklandı. Adaletin yerini bulması için mücadele veren kadın, yaşadığı travmanın etkisinden kurtulmaya çalışıyor.
Bu tür olayların önüne geçebilmek için toplumsal bilinç ve farkındalığın artırılması büyük bir önem taşıyor. Kadına yönelik şiddet, sadece bireysel bir mesele değil, aynı zamanda sosyal bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Her geçen gün artan vakalar, toplumu düşündürmeli ve harekete geçmelidir. Kadınların yaşadığı bu tür korkunç olayların sona ermesi için hem erkeklerin eğitimine hem de toplumsal normların yeniden düzenlenmesine ihtiyaç vardır. "Hayır" demek, şidet konusunda geçerli bir tanım ve cesaret gerektirmektedir. Ayrıca, şiddete uğrayan kadınların yanlarında olmak, onlara destek vermek ve bu sürecin daha kolay atlatılmasını sağlamak, toplumsal sorumluluğumuzdur. Tüm bireyler, yaşanacak daha fazla travmanın önlenmesi adına kadına yönelik şiddete karşı duruş sergilemeli, bu konuda farkındalık yaratma sorumluluğunu üstlenmelidir.
Birlikte yaşadığı kadına şiddet uygulayan bu erkeğin davası, sadece bu birey için değil, toplumun her kesimini etkileyecek önemli bir dönüm noktasıdır. Olayın ardından kadın, yaşadığı travma ile başa çıkmaya çalışmakta, bunun yanında diğer kadınlar için de bir mücadele sembolü haline gelmektedir. "Bunu ben değil, başka bir kadın da yaşayabilir" düşüncesi, toplumsal dayanışmanın önemini daha belirgin hale getiriyor. Farkındalık etkinlikleri, kampanyalar ve sosyal medya tepkileri, bu tür olayların önüne geçmek için atılmış adımlardır. Ancak, bu mücadele hep birlikte verilmelidir. Birlikte yaşadığı kadına dehşeti yaşatan bu olay, bizlere her an her yerde kadına yönelik şiddetin ciddiyetini hatırlatmalıdır. Gündüzhaberi olarak, bu tür olayların hemen sonrasında toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz.